Cebimde Çıplak Ayaklarınla

Yüreğimin güneydoğusunda çarptı Bir çocuk ki ayakları çıplak Selam etmeye yetişirken Şarkı söyleyip harçlığını çıkaracak Taş binaların sitayişi hazinemle sözlenirken Çıplak ayakları, geniş omuzlu ovaları sırtlanmış Seyir halindeki sorular ortadan kaybolduğunda Kınında yarası kanıyor usulca Gülümsediğinde, Üstesinden gelinir bu duygunun da Sen cennetin oğlusun Tanrı’yla aramızda En masum duygumsun inancımda Gözlerinin haritasında birkaç dakika Seyrettim…… Okumaya devam et Cebimde Çıplak Ayaklarınla

Gülistan

O, dağlar arasında bir pare Minik buluttan bir kadın Yaşını dahi bilmiyor Süt sağıyor zarifane O sağdıkça gökyüzü yağıyor yüzüme Tenime varıyor aheste aheste Kalın kaşları ve güçlü kahverengi elleri topraktan Yazması ve uzun yeleğiyle süzülüyor dağın etekleri Üzerine bassanda dimdik ayakta duran çiçekler gibi Kaderi sürüklemiş bakışlarını buraya Ve saçları beyazlara sarılmış, yemyeşil bir…… Okumaya devam et Gülistan

Bir Kadeh Arkasında

Kokusu değişmiş bu şehrin Bakışları değişmiş Sesi değişmiş Kimliği değişmiş Kuyunun dibinde sihirli bir şehir Ağacın dallarında bir köy olduğunu yazan masallar anlamış bunu Dağlar, vadiler, ovalar anlamış Yağmurlar anlamış Üzerine bir daha hiç yağmamış Uyku tutmamış bazı geceler onu Sabahlar anlamış Günler değişmiş Görünmez bağlarla çevrelemiş güneş onu Dönmemek üzere gittiğinde dünya anlamış Cevaplar…… Okumaya devam et Bir Kadeh Arkasında

Sen Hiç Çöplüğe Girdin Mi?

Kadehime koyduğum semavi bir rastlantıya döküyorum hakikatimiDimağımda yer edinmiş tepetaklak bir dünya betimlemesindeMaharet bizzat azımsamak iseSizsiniz o kendinizi sığdıramayan şu yeryüzüneİnsanın insana yansımasını kaç kişi anladı?Öyle bir labirent ki buİçinde değiliz de İki dev sığınağım imha edildiBiri kalbim biri kalbimde gizlediğimdi İçi rahat mı bu cinayetlerinBu sokaklardaki vücut dilininİçi rahat mıSoğukkanlılığını tutan tembihlerinBenimki nefsi müdafaaBakmaİpucu…… Okumaya devam et Sen Hiç Çöplüğe Girdin Mi?

Asel

Babamın gözleri ve annemin bakışları öpmüş gözlerimden Sana bakıyorum Harcadığım kıyametten Masumluğuna akıyor Kalbinde dinleniyorum Yan yana çizili düşlerin en tepesinde dikili bir yerdesin Korku dolu bir çehrenin göğsünden çıkanlar Kesilmiş gülümseyişler Öldürdü dün beni Bugün seninle doğuyorum Sevgim… Bütün şekilleri sana yansıtıyorum Kaç kişinin bakışı var sende biliyor musun Annemin, babamın, kardeşimin… Kaç kişinin…… Okumaya devam et Asel

Grafomanyak Aşk

Dün için yarından vazgeçmiyor vakit Toparladığı yüzlerden ileriye haykırıyor Lütfuyla Kendisine yakışan bir soluk seçiyor Boyası yere dökülmüş ateşin Alınganlığı küllerine karışıyor Bazen yaşıyor Bazen kaçıyor O zaman Çiçek kaşlarını çatıyor Dal saçını kesiyor Rüzgâr eserken aksıyor Yaprak ser’ ine maruz Sonra söküğünü dikiyor Kendiyle göz göze El ele vermiş konuşuyor, “Kim bilir kaç seneyim…… Okumaya devam et Grafomanyak Aşk

Hiç

Kollarını sıvadı göstermelik bir müşkülpesentlikTarih müteessirEsvabı sofra başında Tumturaklı bir esir Fakir mahalleden geçen bir mülteciKalbi bir daha atmayacak masum çocuk elleri Fotoğraf raflarında gasp edilmişlerin, Maden ocağındakilerin sesi… “Susana nefes, Acımayana vicdan, Direnene çare, Aç olana yemek olsam Cahile kültür, Bencile utanç, Hastaya şifa… Gözyaşına kahkaha, Cehenneme cennet, Sahipsize el olsamNefse düşene aşk olup, gönlünü doyursam Yalnızlığa güvenKorkuya sevgi olsamDalıp gitsem…… Okumaya devam et Hiç

Sinematografik Sükse

Nüfusuma kayıtlı yıllar pijamasıyla kambur vicdanımda dolaşırkenBen saçlarımı topluyorum Kibirli ya da soğuk değilimSadece bakışlarınızdan çekiniyorumZamanın uşağından kendimi çıkarmak içinSükseyle yoruyorum bilincimiKendime tanıdığım bir zamandan geçerken seyreden  Kalabalık bir acemiyiKimsesi var mı altını çizdiğin o cümlelerinYoksa öz’ün noktalama işaretleri, Harflere takısını takıp karşına mı geçiriyor birleştirdiği heceleriBir kere ruhuna girdin o birkaç beyaz telinİmzaların birbirine karışıyor,Politik…… Okumaya devam et Sinematografik Sükse

Birkaç Saniyelik Laytmotif

Yedi numaralı adanın ağzından çıkan manzumelerdeSana ait olmadığını düşündüğün her şey ve herkes sana aitHer bir münasebet başucunda sağılıyor ağarana kadar düş Mürekkebinin bulaştığı her bir kelimeArdından gelen cümlelerin işvesini anlatıyorİmtina ile ayakları tongaya düşüyor, sonra tortularını temizliyor yağmurlaVe kuşbakışı kalp atışıyla yayına çıkıyor tüm zaaflarıyla Kuşlar diyorum, azametliYüzükoyun yere sünüp laf yetiştiriyorBarınaksız kalmış yalınayak…… Okumaya devam et Birkaç Saniyelik Laytmotif

Bana ‘Mehdi’yi Doğuracaksın!’ Dedi

Ellerini denize soktu. Suyu biraz sevdikten sonra, önce yüzünü, sonra rüzgârın tenine bıraktığı sesini ıslattı. Biraz olsun ferahlamıştı. Yanındaki adama döndü ve anlatmaya başladı. “Çok zengin bir ailenin kızıyım ben. O kadar zenginiz ki… Kocaman, gösterişli bir mahzende ortalığa saçılmış hazinelerden birbirini göremeyecek; tanımı farklı bir sevgiden anlamsız yerlere düşecek kadar zengin.” Gökte parça parça,…… Okumaya devam et Bana ‘Mehdi’yi Doğuracaksın!’ Dedi