Yedi numaralı adanın ağzından çıkan manzumelerde
Sana ait olmadığını düşündüğün her şey ve herkes sana ait
Her bir münasebet başucunda sağılıyor ağarana kadar düş

Mürekkebinin bulaştığı her bir kelime
Ardından gelen cümlelerin işvesini anlatıyor
İmtina ile ayakları tongaya düşüyor, sonra tortularını temizliyor yağmurla
Ve kuşbakışı kalp atışıyla yayına çıkıyor tüm zaaflarıyla

Kuşlar diyorum, azametli
Yüzükoyun yere sünüp laf yetiştiriyor
Barınaksız kalmış yalınayak ve içten

Dayatılmış dışlamayı bırakın,
Kalbinden içeri girdiği dünyanın sabotajına aldırmadan seviyor her dalını ve öpüyor usulca
Aynı kefeye konmuş, ağzını bıçak açmayan yaralara konuyor
Gözleri kapalı uçuyor akıbetini bilmeden
Âdeta bir misyoner oluyor
Sonra sen bir odada şarkı yazarken o dışarıda beste yapıyor

Hayatımın didaktik taşlarında tökezlediğim poetik mısralarım
Sizin üzerinizden dönüp kendimi kolaçan eden yanlarım
Şimdide yatan yankılarım arada bir çağırıyor

‘Misafirim evinde’ diyor şarapnelin çocukları
Bir bir canımı alıyor sonra can veriyor…
Hünerlerine karışmış yalanladığın sırrın ağında
Git bul kendini her göz yaşının altında
Git bul kendini sevdiklerinin yanında

Peşine düşmüş kanatlarının
Kanatlarıysa alnında
Bu bir rivayet ya da bir dua

Bir çay koy ayaklarına kapandığın dünyaya,
Kazınmış renkleriyle de alıkoy
Tahrip eden manevralarda
İnsanların el koyamadığı dokular da kalıyor

Ruhun soyunuşunda
Serin kokusuyla
Yaralı kalmış çocukluklar çarpıyor büyük bedenleriyle omuzlarıma
Sonra teslim ediyor çizgilerini ya da cebelleşiyor
Miadı dolmuşu sarıyor laytmotif Sana

Şimdi köşebendimde bir yarımadayım
Arka fonda kıstaklarım
Bazen Yassıada’yım
Rüşdünü ispat etmiş münferit bir fırtınada
Kendi edasıyla külleniyor kamuflajlarım

Azrailin elinden tutup gittiğinde güneş,
Yıldızların naifçe açıldığı karanlığın asasında dalgalanıyor bazen ama’larım
Kabullendiğim ve kabullenmediğim veçhelerle
Hamile bir nükteden içime doğan zaman devriyesinde tütüyor olduklarım

Kuşlar diyorum
Kanatlarıyla burada alıkonmuş
İyiliğin boynuna sarılı hünerli bir özgürlük geçişi
Seslerine, altın tepside sunulmuş gülümseyişimi yayıyorum

Kuşlar diyorum
Artık kulaklarım sağır
Hergün bir araya topladığım meşrebimle tanışıyor
Sana uyanıyorum
Nutkum bensiz
Ben ıslık çalıyorum

Sevgilerimle,
Selma Büyükdağ

Yazının her hakkı saklıdır.